Erdoğan ziyareti panikletti: Aparat Rubin’den İsrail kışkırtması. Eski Pentagon casusu haddini aştı

Türkiye’nin geliştirdiği İHA’lar, milli savaş uçağı projeleri ve modernize edilmiş F-16’larla sahada etkinliğini artıran Türkiye, Doğu Akdeniz’den Kafkasya’ya kadar belirleyici bir aktör haline geldi.

Buna rağmen Washington ve Tel Aviv çevrelerinde, Türkiye’nin haklı güvenlik kaygıları görmezden gelinerek tehdit algısı oluşturulmaya çalışılıyor. ABD Başkanı Donald Trump’ın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’la Beyaz Saray’da yapacağı görüşme öncesinde eski Pentagon çalışanı ve psikolojik savaş aparatı Michael Rubin “İsrail nükleer belirsizliğini sonlandırmalı” çağrısı bu algının son örneği oldu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı suçlayan bir dille yazılan Michael Rubin imzalı analizin tam çevirisini yayınlıyoruz:

“Başkan Donald Trump, 19 Eylül 2025’te, Türk mevkidaşı Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı 25 Eylül’de Beyaz Saray’da ağırlamakla kalmayıp, aynı zamanda modernize edilmiş F-16 ve F-35 Müşterek Taarruz Uçaklarının satışı da dahil olmak üzere çeşitli askeri anlaşmaları da görüşeceğini duyurdu.

Trump’ın Erdoğan’a bu tür platformları satma arzusu ne finansal ne de stratejik açıdan mantıklı.

Trump ve uçak üreticileri milyarlarca dolarlık sözleşmeye işaret etse de, Türkiye’nin bu tür bir teknolojiyi kendi askeri sanayisine entegre etmek için tersine mühendislik yapma eğilimi, Lockheed Martin’in rakibinin sanayisini canlandırmak için kendi geleceğini satması anlamına geliyor.

Trump’ın Türkiye ordusuna yardım etmesi, geriye dönüp bakıldığında, Başkan Bill Clinton’ın Çin Halk Cumhuriyeti’ne son teknoloji uydu teknolojisi satma isteği kadar stratejik açıdan geri kalmış bir hareket.

TRUMP’IN BÜYÜK TÜRKİYE HATASI

Trump’ın Erdoğan’ı kucaklaması, Erdoğan’ın daha önce Türkiye’nin F-16’larını kullanması ve bölgeye yönelik tehditleri göz önüne alındığında stratejik açıdan daha da sağlıksız.

Türk F-16’ları ve insansız hava araçları, Suriye ve Irak’taki Kürt köylerini düzenli olarak bombalıyor ve Kıbrıs egemenliğini neredeyse her gün ihlal ediyor.

Türk F-16’larının ayrıca Azerbaycan’ın 2020’deki Dağlık Karabağ işgali sırasında Ermeni mevzilerine saldırdığı bildiriliyor.

Ancak Trump’ın Türkiye’yi gelişmiş silahlarla donatması, Erdoğan’ın terörizmi sürekli kışkırtıp İsrail’i tehdit ettiği bir dönemde, Erdoğan’ın davranışlarına yeşil ışık yakıp onu cesaretlendirmesi anlamına geliyor. Bu, Saddam Hüseyin’in Kürtlere karşı kimyasal silah kullanıp Kuveyt’in bağımsız bir devlet olarak var olma hakkını sorgulamaya başlamasının ardından ona silah satmaya benziyor.

Erdoğan’ın İsrail’i tehdit etmesi, Hamas’a ev sahipliği yapması ve şimdi de dünyanın en gelişmiş uçaklarından bazılarıyla silahlanması ve Trump’ın bu durumların farkında olmaması veya bundan çıkar sağlamaya çalışmasıyla, İsrailli liderler artık on yıllardır sürdürdükleri nükleer belirsizlik politikasını benimsememeli.

İSRAİL NE YAPMALI

Soğuk Savaş boyunca ABD, İsrail’e, stratejik derinliği olmamasına rağmen bir Arap işgaline dayanabilmesi için niteliksel bir askeri üstünlük sağladı.

Trump şimdi, İsrail’in Türkiye’de nüfusunun neredeyse on katı büyüklüğünde bir düşmanla karşı karşıya kalmasını sağlıyor.

Erdoğan, İsrail’in yok edilmesine Mısır Cumhurbaşkanı Cemal Abdünnasır ve İran’ın Yüce Lideri Ruhullah Humeyni kadar kararlı.

Hem Nasır hem de Humeyni, seçmenlerine İsrail’e duydukları nefretin hiçbir bedeli olmayacağı yanılsamasını aşıladılar.

Barış adına, İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu, İsrail’e yönelik herhangi bir doğrudan veya dolaylı saldırının maliyetinin çok büyük olabileceğini Türk halkına açıkça belirtmelidir.

TUTUM VE İÇERİKTE BÜYÜK BİR DEĞİŞİKLİK

İsrail’in Türkiye’nin nükleer silah geliştirmesine asla izin vermeyeceğini açıkça belirtmekle kalmamalı, aynı zamanda Türkiye’nin Yahudi devletine saldırmak için Türk askeri hedeflerine ve üslerine nükleer silahlarla karşılık verme hakkını saklı tuttuğunu da belirtmelidir.

Türkler ve Amerikalılar, Merzifon, Konya ve İncirlik Hava Üsleri çevresindeki bölgelerden uzak durmalıdır.

Amerika’nın nükleer avantajı II. Dünya Savaşı’nı kısalttı ve nükleer caydırıcılık, Soğuk Savaş sırasında ABD ile Sovyetler Birliği ve Avrupa uyduları arasında doğrudan bir savaşı engelledi.

Trump, Türkiye’ye silah satışlarını sürdürmek isterse, İsrail’in nükleer kartını ilan etmekten ve Türkiye’nin gizli bir nükleer silah geliştirmeye çalışması veya topraklarında depolanan ABD nükleer silahlarına el koyması durumunda Türkiye’ye tek taraflı olarak saldırmaktan başka seçeneği kalmayacaktır”

MICHAEL RUBIN KİMDİR

Michael Rubin, Amerikan Girişim Enstitüsü’nde kıdemli araştırmacı ve Orta Doğu Forumu’nda politika analizi direktörü. (İfade edilen görüş ve düşünceler kendisine aittir)

Eski bir Pentagon çalışanı olan Rubin, 11 Eylül öncesinde Taliban’la birlikte çalıştı. Son dönemde Ankara başta olmak üzere Türkiye’yi hedef alan psikolojik savaş elemanı yazdığı yazılarla kışkırtıcı ithamlarda bulunuyor.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir